Tanıtım

Tuesday, November 21, 2006

Türkiye yazarların kavgasını konuşuyor

Vatan yazarı Haşmet Babaoğlu, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun ve Akşam yazarı Mansur Forutan arasındaki 'küfürlü, şiddet girişimli' kavga bir anda ülkenin en çok konuşulan konuları arasına girdi. Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği, gazetecilerin şiddeti savunmasını eleştirdi


Türkiye günlerdir Vatan gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun ve Akşam gazetesi yazarı Mansur Forutan arasında devam eden 'küfürlü ve şiddet girişimli' kavgayı konuşuyor. Köşe yazılarında birbirleri hakkında suçlama ve hakarette bulunan yazarların işi şiddet girişimine kadar vardırması, meslek örgütlerinin tepkisine neden oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, "Gazeteciler şiddeti savunmamalı" açıklaması yaptı. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da, "Böyle düzeysiz tartışmalar beni çok utandırıyor" dedi.

'Onları doğru yerde yakalasaydım...'
Babaoğlu'nun kız arkadaşı, Sabah gazetesi köşe yazarı Ayşe Özyılmazel hakkında yapılan "torpilli gazeteci" eleştirileriyle başlayan tartışma, kavgaya kadar vardı. Babaoğlu, Özyılmazel ve kendiyle ilgili yazılar yazan Mansur Forutan'ı bulmak için Nişantaşı'nın kafelerini tek tek dolaştı. Ve sonunda, bir kafede bulduğu Forutan ve yanında oturan Ahmet Hakan Coşkun'la tartıştı. Coşkun, köşesinde bu saldırının, Özyılmazel'in babası sanatçı Neco'dan bahsederken, "Haşmet'in kayınpederi" tanımlamasını kullandığı için başına geldiğini söyledi. Babaoğlu ise önceki gün verdiği röportajda, "Maalesef onları yanlış yerde yakaladım, yoksa iki tokat çakacaktım" dedi.

'Üzgünüm ama iki tokat atacağım'
Olayları Milliyet'e değerlendiren Babaoğlu, "Şiddet yanlısı değilim. Her köşe yazarı yazılarından dolayı dayak mı yesin? Asla" dedi. Babaoğlu, "Şiddete başvurduğunuz için eleştirilirken neden yazıya yazıyla yanıt vermiyorsunuz?" sorusuna da şu cevabı verdi:
"Mansur, benim tanıdığım, bildiğim biri. Bana hakaret ediyor, nasıl cevap vereyim, niye köşemi kullanayım? Yazıdan anlamıyor, susmuyorlar. Adam, köşesinden istediğini söylüyor, ben yazıyla yanıt verirsem iş uzuyor. Ayşe (Özyılmazel) köşesinden 'Yalan söylüyorsunuz' diye yanıt verdi. Ne oldu? Hepsi bir olup dalga geçtiler. Bunlar yazıyla susmazlar."
Babaoğlu, "Mansur, benim kız arkadaşıma köşesinde direkt 'mal' dedi. Emek sarf ettiğim, yıllarca arkadaşlık yaptığım bir yazar. Köşesi olabilsin diye de emek sarf etmişiz. Ama kim kaldırır sevgilisine 'mal' denmesini? 50 yaşında bunları yaptırıyorlar bana. Çok üzgünüm. Hiç öfkeli değilim. Ama bu iş burada kapanmadı. Gördüğüm yerde iki tokat atacağım."


'Seviyesiz kavgalarını köşelerinde yapmasınlar'

Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı):
"Gazeteciler arasında polemiklerin yaşanmasının çok sayıda örneği var. Bu tür karşılıklı yazışmaların bir konunun irdelenmesinin, açıklığa kavuşturulması açısından yararlı olduğu söylenebilir ama üslup bu polemiklerde önem taşıyor. Bu tür tartışmaların basına zarar getirip getirmediğini değerlendirmek Türkiye'de maalesef biraz zor. Ancak Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi kapsamında değerlendirirsek, gazetecilerin kişilik haklarına saygılı olması, şiddeti savunmaması ve gündeme getirmemesi gerektiğini görürüz."
Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı): "Sıradan, seviyesi düşük açıklamaları ilk satırlarını okuduktan sonra bıraktım. Türkiye'nin basın, medya dünyasına ilişkin tartışılması gereken o kadar çok sorun var ki, bunlar 'karı kız muhabbetine' dönüştü neredeyse. Bu düzeysiz tartışmalar beni utandırıyor. Yapacaklarsa kavgalarını gidip yapsınlar ama böyle düzeysizliği, seviyesizliği köşelerine yansıtmasınlar."

'Yanlış insanlara bedel ödetiyorsun Haşmet'

Mansur Forutan, cumartesi günü "Bir olayın altını çizmek istiyorum" başlıklı yazısında şöyle demişti: "İtibarı 30 yılda toplarsın, 30 saniyede verirsin! Toptan anlamazsın top yorumu yaparsın... Aşktan anlamazsın -artık öyle gözüküyor- aşk yazarsın... Rock'tan anlamazsın, rocker geçinirsin... 'Duygu adamıyım' dersin, mekân basarsın-pardon basarmış gibi yaparsın- sonra da sağa sola korkudan titrediler dersin... Her gün olmadığın bir adam olarak güne başlamak zor olmalı.
Kızgın değilim, öfkeli hiç değilim. Ama bir zamanlar kalbime girmiş birinin düştüğü durumu görünce canım acıyor.
Yanlış insanlara bedel ödetiyorsun Haşmet!"

'Babaoğlu küfürbaz, hastalıklı, hazımsız'

Ahmet Hakan Coşkun ise konuyla ilgili yorum yapmayacağını söyleyerek, "Her şey çok açık, ortada" dedi. Coşkun, dün Hürriyet'teki "Teşhir ediyorum" başlığıyla yayımlanan yazısında şunları söyledi:
"Bu kadar ağzı bozuk, hoşgörüsüz, hazımsız, vandal, şiddet eğilimli, küfürbaz, hastalıklı, egosu şişkin, kaba saba bir adamla laf yarıştırmak anlamsızdır... Burası sözün bittiği yerdir yani." Coşkun, 10 maddede olayı anlattığı bu yazısında, "Bundan böyle hayatın güzelliklerinin anlatıldığı programlarda 'Hadi Haşmet! Bir şiir patlat' dendiğinde... Ve 'bizimki' gayet artistik bir edayla dizeler okumaya başladığında... O dizeler patlatan romantik adamın, savurduğu ana avrat küfürleri, 'Çık lan dışarı!' diye höykürmesini anımsayacağım" dedi.

No comments: