Tanıtım

Friday, July 21, 2017

Nokia'nın giriş seviyesi akıllı telefonu Nokia 2

Hepimizin çok sevdiği bir marka olan Nokia'nın giriş seviyesi akıllı telefonu Nokia 2'ye dair sızıntılar gelmeye devam ediyor. Daha önce zaten böyle bir telefon modelinin geleceği biliniyordu ama bu kez de telefonla ilgili bir görsel sızdırıldı.

HMD Global tarafından devir alındıktan sonra Nokia'nın çıkaracağı en ucuz telefon olacak Nokia 2, aynı zamanda teknik detaylar olarak da maalesef çok güçlü değil. Zaten HMD Global, Nokia 2'nin giriş seviyesi bir telefon olmasına ve herkes tarafından rahatlıkla satın alınabilmesine önem veriyor.

nokia 2

Nokia 2, Snapdragon 212 işlemcisinden gücünü alacak. 5 inç'lik HD (1280x720) çözünürlüğünde bir ekranla gelmesi düşünülen telefon, giriş seviyesi olduğu için parmak izi, çift kamera gibi özellikler barındırmayacak. Ayrıca yine söylentilere göre Nokia 2 ve Nokia 3 telefonlarda 2GB RAM yer alacak.

Hem Nokia 2 hem de Nokia 3 giriş seviyesi telefonlar olduğu için fiyatlarının da yüksek olmayacağı tahmin edilebiliyor. Ayrıca sızdırılan fotoğraftaki telefonların daha önceki Nokia serisinden, Lumia 620'ye oldukça benzediğini de söyleyebiliriz.

Femen bu kez Ukrayna da soyundu.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'nun Ukrayna'nın başkenti Kiev'e yaptığı resmi ziyaret, FEMEN eylemine sahne oldu.

Ukrayna ve Belarus liderleri Aleksandr Lukaşenko ile Petro Poroşenko'nun katılımıyla ikili anlaşmaların imzalandığı sırada bir FEMEN eylemcisi, yarı çıplak halde kameraların karşısına geçti.

Güvenlik güçlerinin hemen etkisiz hale getirdiği aktivist, “Yaşasın Belarus” diye başırdı.
FEMEN'den yapılan açıklamada, grubun üyelerinin 2011 yılında Belarus'da Lukaşenko'yu protesto ettikleri sırada gizli servis KGB tarafından gözaltına alınarak, kötü muameleye maruz kaldıktan sonra çıplak halde ormanda bırakıldıkları hatırlatıldı.  DHA

Okuyacağınız Üniversiteyi seçerken nelere dikkat etmeli

MEZUN OLMADAN ÖNCE İŞ BULMA POTANSİYELİ

İlkokul, ortaokul, lise… Sürekli dersler ve sınavlar ile uğraştık. Artık ektiklerimizi gerçek anlamda biçme zamanı. Şu zamana kadar aslında okuyacağımız üniversiteyi ve buna bağlı olarak yapmak istediğimiz mesleği hayal ettik ve ona göre çalıştık. Ancak bir gerçek var ki üniversiteden mezun olmak, iş bulacağımız anlamına gelmiyor. TBMM’nin 2015’te “Türkiye’de Üniversite Mezunu Nüfusun İşgücü Durumu” başlığı ile yayınladığı rapordan da anlaşılacağı üzere, 2000 yılında 143 bin olan üniversite mezunu işsiz sayısının 2015'te 774 bine çıkmış olması üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının gün geçtikçe arttığını gözler önüne seriyor. Herşeyden önce iş bulabileceğimiz bir okulu ve bölümü tercih etmemiz ilk koşul.
UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİM VE STAJ İMKÂNI

Uygulama ağırlıklı bir eğitim alarak mezun olmak iş hayatına atıldığınızda karşılığını kısa sürede fazlasıyla alacağınız çok önemli bir avantaj. Bu sayede mezun olduğunuzda çalışacağınız sektörün önemli temsilcileriyle daha öğrenciyken tanışma fırsatı elde etmiş oluyorsunuz.

Uygulama ağırlıklı bir eğitim ve staj, iş hayatının en önemli provası. Öğrenciyken teorik bilgi ile sınırlı kalmayıp öğrendiklerinizi pratiğe dökerek tecrübe edinmeniz mezun olunduğunuzda başlıbaşına bir tercih sebebi olacak. Bir düşünün, aşçılık bölümünde okuyorsunuz ve gastronomi dünyasının Oscar'ı kabul edilen Bocuse d'Or yarışmasında henüz öğrenciyken Türkiye'yi temsil edebiliyorsunuz. Veya havacılık bölümlerinden birinde okurken önde gelen havayolu şirketlerinde uygulama eğitiminizi tamamlıyorsunuz. Hem teori, hem de pratikte kendinizi yetiştirip öğrencilik döneminizde en kaliteli stajı yapma şansına sahip oluyor ve bu sayede iş hayatına herkesten önde başlıyorsunuz.


ORGANİK DÜŞÜNEN OKUL YÖNETİMİ

Üniversite kurulları da canlı düşünen ve kendilerini sürekli yenileyen birimler olmalı. Akademik programlarını ilgili sektörlerin önde gelen temsilcileriyle işbirliği içerisinde ve sektörlerin uluslararası düzeyde yetişmiş personel ihtiyaçlarına göre belirleyen bir okul seçmeye gayret edin. Öğrencilerine sağlam bir gelecek sunmak ve iş yaşamlarında rekabet etmek için gerekli olan donanımı sağlamak isteyen kurullar; endüstri ve teknolojinin koşullarına göre kendilerini devamlı yenileyebilen, hızlı bir gelişim ve dönüşüm süreci içerisinde olan sektörleri yakından takip ederek güncel gelişmelere anında uyum gösterebilen ve piyasanın güncel ihtiyaçlarına uygun bir eğitim verebilen bir yapıya sahip olmalı.
BUNLARIN HEPSİNİ KAPSAYAN BİR OK

Canlı yayında prof. deve sidiğini içmedi!

Habertürk TV’de Veyis Ateş’in sunduğu programda Caner Taslaman ile İlahiyatçı Ebubekir Sifil hadislerin kaynağı ve güvenilirliğini tartıştı. Hadislerin bir çoğunun uydurma olduğunu savunan Taslaman, “Örneğin Buhari’ye göre deve sidiği içmek sünnettir ve Peygamberimiz içilmesini tavsiye etmiştir.

Ancak deve sidiği ortadoğu da pek çok hastalığa neden oluyor. Bunu yapan Türk hacılar da var’ dedi ve ‘Eğer sünnetse Ebubekir Hoca içebilir” diyerek bir kavanoz içinde getirdiği deve idrarını masaya koydu.
‘DEVE SİDİĞİ HADİSİ GÜVENİLİR’
İlahiyatçı Sifil ise, deve sidiği içmenin şifalı olduğunu belirten hadisin sahih (doğru-güvenilir) olduğunu savundu ve deve idrarının şifa olduğunu iddia etti. Ancak, sadece damızlığa çekilen deve idrarının tüketilmesi gerektiğini söyleyerek Taslaman’ın kendisine sunduğu deve idrarını içmeyi kabul etmedi.
'Deve sidiği şifadır' diyen ilahiyatçıya deve sidiğini canlı yayın da içmedi.