Havuz Medyası, 'Hayırsever' Reza Zarrab ile röportaj yapıp; aklama operasyonunu başlattı.
Ve sonunda beklenen oldu!
Havuz Medyası'nın 'amiral gemisi' Sabah ile güzide temsilcisi Takvim, Zarrab'ı manşetlerine taşıdı.
Üstelik afili pozlar verdirerek!
Reza Zerrab'la röportacı, kurgu habercilikte uzman muhabir Şaban Arslan yaptı.
Arslan, Zarrab'a sorulması gereken hiçbir soruyu soramadı.
Misal, TÜRGEV'e para gönderdiğine dair internete düşen ses kaydı iddiaları doğru mu?
Bir başka sorulmayan soru, Muammer Güler neden kendisinin önüne yatıyor?
Egemen Bağış'a çikolata kutusu içinde giden milyonlar...
Dubaili siyasilere sunulanlar...
Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'la diyalogları ve ayakkabı kutusundaki milyonlar...
Bu sorular uzayıp gider...
Röportajın en önemli bölümü Babek Zencani ile tanışıp tanışmadığına yönelikti.
Zarrab, Zencani'yi tanıdığını kabul etti.
İfadeleri şöyle: "Babek Zencani'yle arkadaş da değilim ortak da. Toplam görüşmem, 4 dakikayı geçmez. İran'da hakkımda tutuklama kararı yok. Dilediğim zaman
gidip gelebilirim. Orada şirketlerim var ve babam da şu an orada."
Röportajdan anlıyoruz ki, Zarrab hakikaten 'hayırsever'miş!
Türkiye'nin cari açığının yüzde 15'ini kapattığını söylüyor:
"Benim yaptığım tüm ticaret, bankalar üzerinden yapılmıştır. Devletin tüm kurumlarının denetimine açık yapılmıştır. 200 ton altın ihraç edip Türkiye'ye 25 milyar TL
gelir sağladım. Cari açığın yüzde 15'ini ben kapattım."
Ses kayıtlarından hatırlanacağı gibi, Reza Zarrab bahşişe çok önem veriyor.
Annesinin babası tarafından şu öğüt verilmiş: "Memurun ve o....nun bahşişini peşin vereceksin"
No comments:
Post a Comment